EMİNE DOLMACI
Papa’nın Türkiye’yi ziyaretinin ikinci gününde Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in refakatinde Ayasofya’da apsis noktasında diz çöküp Meryem duasını yapması ertesi gün basında büyük infiale sebep oldu. Güzel bir tevafuk olarak aynı gün genel idare kurulumuzun da toplantısı vardı. Karar verdik “Ayasofya’da namaz kılacağız” dedik ve kıldık. Ertesi gün basını çağırdık, “Ayasofya’ya gidiyoruz, orada namaz kılacağız” dedik, caminin önüne gittiğimde polisin üç şerit halinde kapıyı tuttuğunu gördük, bizi içeri sokmayacaklar. Genel sekreterimiz rahmetli Osman Yumakoğlu’na “Git 20 giriş bileti al” dedim. Kapıya geldi, ziyaretçi olarak içeri yaklaşık yüz kişi girdik. Toplum polisinin bağlı olduğu Emniyet Müdür Muavini rahmetli Münir Daldal telsizle İçişleri Bakanı ile konuşuyor. Münir bey de değerli bir insandı ve İçişleri Bakanına “Efendim bilet alarak giriyorlar, mani olamam ki” diyor. Rahmetli Faruk Sükan, “Bana İsmail Kahraman’ı ver” diyerek beni istedi. “İsmailciğim, canım kardeşim, bir dahaki sefere beraber namaz kılacağız şu anda konjonktür müsait değil, bize yardımcı ol ne olur” gibi sözler söyledi. Öfke içinde üzüntümü, kızgınlığımı beyan ediyorum “Müslümanlardan rey alır gelirsiniz, muhafazakarız dersiniz, fakat Fatih’in emanetine ihanet edersiniz, papa gelip dua edecek fakat Ayasofya Müslümanlara kapatılacak. Böyle bir duruma müsaade etmeyiz” şeklinde tepkimi telsizle ifade ettim. İcra Konseyi Başkanımız Hüseyin Coşkun’un imamlığında cemaatle iki rekat şükür namazı kıldık. Ertesi gün sağından, solundan, Bugün’den Cumhuriyet’ine bütün gazetelerde sekiz sütun manşette “Ayasofya’da namaz” diye haber yayınlandı.
Bir de Papa’ya koli göndermiştiniz…
Basını çağırarak Büyük Postane’ye gittik, Papa 6.Paul’e bir koli gönderdik. Üzerine de, “6. Paul – Papa Vatikan-Roma-İtalya” yazdık. İçinde Fatih’in Haliç’e gemiler inerken at üzerindeki “Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni” dediği tablo, Peygamber Efendimizin Fetih hadisi ve Osmanlı tuğrası vardı. Ve yine basına üzüntümüzü, milli davalarımızı takipten geri kalmayacağımızı ve gerekenleri yapacağımızı beyan ettik. Sonrasında savcılığa çağrıldım. Toplantı, gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet ettiniz dediler ama savcılık takipsizlik verdi.
“Ayasofya’da cemaatle kıldığımız ilk namazda da Rahmetli Faruk Sükan “birlikte gelecek yıl kılacağız.” demişti yapamadılar, yapamazlardı, fikri prangalar altında idiler. Dirayet, kökten gelen inanç, kendine, özüne güvenmek lazımdı.”