Eğitim alanında yaşadığımız sıkıntıların temelinde eğitime dair köklü bir felsefi yaklaşımımızın olmadığını kabullenmek uzun sürmedi. Ne var ki bu sorunu yakından tanımamıza rağmen palyatif çözümlerle günü kurtarmaktan öteye geçemedik. Kalıcı çözümlerin arayışına düştüğümüz günden beri de en yoğun gündemimiz “eğitim” ve sorunları oldu. Peki, eğitimi konuşurken en başta kulak vermemiz gereken kişileri, eğitimin en güncel muhatapları olan öğrencileri çözümün bir parçası olmaya davet ettik mi?
İlim tahsilini sadece “okul” sıralarına hapsetmeden, hayatın her döneminde her yaştan insandan edineceğimiz bilginin peşinde olmanın önemini en çok Hz.Peygamber’in, “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” sözleri bizlere hatırlatır.
İstanbul’un farklı üniversitelerinde birbirinden farklı bölümlerde eğitim alan öğrencilerle “eğitim” sorunlarını merkeze alan bir soruşturma gerçekleştirdik.
“Eğitim sisteminin en büyük 2 sorunu?”, “Sistemde değiştirmek istediğiniz 2 şey?” , “Eğitimin en önemli 2 amacı?” sorularını yönelttiğimiz üniversite öğrencilerinden tavsiye niteliğinde çok kıymetli cevaplar aldık.
İSMET YAPAR
Boğaziçi Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Eğitim sistemimize baktığımda bazı uygulamalarda sürekli devam eden bir istikrarsızlıktan bahsedebiliriz. Ve bu istikrarsızlığa bağlı olarak da “yerinde sayma” yani ilerleyememe gibi büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Sistemde bir şeyleri değiştirme yetkim veya imkânım olsaydı eğer, öğrencilerin lise ve üniversiteye geçiş yöntemlerini değiştirirdim. Bunun yanında müfredatta da bazı değişiklikler ve eklemeler yapardım. Eklenecek bilgilerin arasında öğrencilerin ileride gerçek hayata atıldıklarında yani yetişkin birer birey olduklarında istifade edecekleri şeyler de olurdu. Hayatının büyük bir kısmını eğitim alarak geçiren kişilerin kendine yeten ve topluma faydalı insanlar olmalarına katkı sağlamak eğitim sisteminin en önemli iki amacı olmalıdır.
EDA ŞİRİN
ODTÜ
Makine Mühendisliği
Standart öğrenci tipi oluşturmak ve öğrencilerin farklı isteklerine, yeteneklerine birebir karşılık veremeyen bir sistemimiz var, bunlar eğitimde yaşadığımız önemli sorunlardandır. Eğitim sisteminin her açıdan daha özele indirgenmesi taraftarıyım. Öğrenciye seçenek sunmak, tekdüzelikten kurtulmanın ilk basamağıdır. Hiç kimsenin, ilgisi olmadığı hiçbir konuyla uğraşmasını doğru bulmuyorum. Çünkü kalıcılığı olmayan bu bilgilere harcanan zaman, kişinin kendi isteği ve ilgisi doğrultusunda geçirilirse çok daha verimli ve kaliteli hale gelebilir. Sonuç olarak, birey odaklı ilerlemesi gereken bir eğitim sistemine ihtiyacımız var. Her insanın en az bir konuda (veya birkaç konuda) diğer insanlardan üstün olduğuna inanıyorum. Eğitim sistemimize ve eğitimcilerimize düşen ise o noktayı bulabilmek ve ortaya çıkarmaktır.
AHMET UĞURLU
İstanbul Şehir Üniversitesi
İslami İlimler Fakültesi
Eğitimin amacı, bireyleri düşünmeye sevk etmek, merak uyandırmak ve kişilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerine ön ayak olmak olmalıdır. Şu anki eğitim sisteminin amacı az düşünen, az okuyan ancak çok bildiğini zanneden cahiller yetiştirmektir. Sistemde değiştirmek istediğim pek çok şey var. Ancak en başta bireylere okuma alışkanlığı kazandırmak ve yaratıcı düşünmelerine ortam sağlamak isterim. Bilgi yükünün azaltılmasının yanı sıra; öğrencilere bir şeyler öğretmek yerine, bilgiye merak uyandıracak ve bilgi edinmeye yönlendirecek bazı yöntemlerin geliştirilmesi gerekir.
DİLARA BAYRAK
İstanbul Teknik Üniversitesi
Moleküler Biyoloji ve Genetik
Neredeyse her sene değişen müfredatı ve mevcut sınav sistemini, eğitimin en büyük iki sorunu olarak sayabilirim. Eğitim sisteminde değişmesi gerekenlerin başında sınavlar ve öğretmenler olmalıdır. Öğretmenlerin öğretme noktasında bazı değişimler yapmasının gerektiğini düşünüyorum. Eğitimin en büyük amacı kendisinin farkında olan, topluma faydalı ve sorumluluklarının bilincinde çocuklar yetiştirmek olmalıdır.
ELİF AKSU
Bezmialem Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Eğitim ve öğretim çağdaş toplumların “kronolojik gelişim şeması” haline gelmemeli. Bilgi, nice çıkışlara hamallık olunacak yığıntılar olarak değil çıkışları kolaylaştıracak vasıtalar olarak değerlendirilmelidir.
Her şeyden evvel öğrenci okul kapısından girerken aşınmayacak niyetlere sahip olmalı ve Youtube’un motivasyon videoları olsun öğretmenlerin isyanları olsun herhangi bir dış dürtülme beklemeksizin içten yanmalı bir sistemle öne atılanlardan olmalıdır. Bu, kısa dönemli olmayan, bilakis geniş zamanları kapsayan bir hayat tasavvuru ile elde edilebilir. Tüm zamanlara hitap eden bir ideolojinin bulunması için birçoklarının düştüğü gibi çağdaş ölçekler kullanımının aksine “tüm zamanlar” ifadesini destekleyen “geçmiş” zamanlardan bu yana miras bırakılmış değerler göz önüne alınmalıdır. Geçmişten bu yana varlığından taviz vermemiş bu değerleri tehdit sayıp şeffaflaştıranların pençelerinden kurtarmak şahı mata götüren en yerinde hamle olacaktır. O vakit ilk işi “okumak” olan bir toplumun kevseri okullar olacaktır. “Okul” kavramı içinde öğretmen barındıran kapalı mecmualar olmaktan çıkıp öğrencisi olunabilen her denize yelken açacaktır.
Üniversite “her“ genç için gereksizdir. Meslek lisesinde aldığı eğitimle mesleğini icra edebilecek her genç için üniversite, verimli olunabilecek bereketli yılların ziyan edileceği mezbahalardır. Ziyan edilmiş yıllar hem birey hem aile hem ülke açısından düşünüldüğünde sosyolojik, psikolojik ve ekonomik birçok sorunun kaynağı olabilecek niteliktedir. Bu noktada meslek liselerine gereken ehemmiyet gösterilmeli; gençler doğrudan mesleklerini icra edecekleri şekilde yetiştirilmelidir. Üniversitelerin amacı “meslek sahibi” olmaksa neden üniversite mezunu gençler diplomalarıyla birlikte işsizlik bataklığında boğuluyor, eğer “bireyi topluma kazandırmaksa” üniversite okumamış birçok girişimci toplumun çoğunluğunu nasıl peşinden koşturuyor?
SÜMEYYE UYSAL
Bezmialem Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Türkiye’de eğitim sisteminin en büyük sorunların-dan biri sınav sistemine bağlı bir ilerleyişin olmasıdır. Bu durum bazı öğrenciler için dezavantaj olabilir. Sonuçta iyi dershaneye gitmek için gelirin iyi olması gerekir. Üniversite’ye kadar olan eğitimimi doğup büyüdüğüm ülke olan İsviçre’de tamamladım. Orada yaşarken edindiğim gözlemlerden yola çıkarak, Avrupa’da kendine özgü bir eğitim sistemi olduğunu ve her öğrencinin liseye ve üniversiteye ulaşamadığını belirtmek isterim. Çünkü ortaokuldan itibaren bir eleme sistemi var. Benzer bir uygulama Türkiye’de olsa öğrencilerin bir şekilde bir yerleri kazanıp okuma olanakları daha fazla olur. Bir diğer sorun ise; bazı fakülteler için ise çok fazla öğrenci var ve o bölümlerden mezun olanlar için atama veya iş olanakları çok fazla değil. Bu durumda olan bölümlere ihtiyaca göre öğrenci alınması bir çözüm olabilir. Ayrıca her sene eğitim sisteminde yapılan değişikliler de öğrenciler için zorluk oluyor diye düşünüyorum. Üniversiteler en iyi öğrencileri yetiştirme amacını taşımalı, o fakülteden mezun olduktan sonra o mesleği en iyi şekilde yapacak durumda olacak şekilde bir eğitim verilmeli. Şu anki eğitim meslek kazandırmaya daha fazla odaklı ama bazı bölümlerin topluma faydalı bireyler kazandırma amacı daha fazla. Benim düşüncem: sosyal tarafa biraz daha ağırlık vererek sadece meslek için değil, mesleğimi en iyi şekilde yaparken topluma da en üst seviyede nasıl faydalı olabilirim düşüncesinin öğrencilere aşılanmasıdır.
SALİH KARAALİOĞLU
29 Mayıs Üniversitesi
Sosyal Hizmet Bölümü
Eğitim konusunun bugüne kadar “eğitimci” kişilerden ziyade, “siyasetçi” kimliği ön plana çıkan kişiler tarafından yönetilmesi şu an eğitim sisteminin yaşadığı sorunlardan biridir. Bir diğer sorun ise eğitim faaliyetlerinin “ilim öğrenme” gibi yüce bir amaçtan çok “meslek edindirme” gibi maddi bir amaca yönelik olduğunun öğrencilere empoze edilmesidir. Yani öğrencilerin, “okumazsan cahil kalırsın” diye değil, “okumazsan bir meslek sahibi olamazsın” şeklinde motive edilmeye çalışılmasını sorunlu buluyorum. Eğitim konusuyla ilgili halledilmesi gereken pek çok sorun mevcut. Bunlardan biri, nitelikli dil öğretimine daha fazla önem gösterilmesi gerektiğidir. Bunu yaparken de ders saatlerinin fazlalaştırılması yerine ders içeriğinin ve kalitesinin arttırılması gerekir. Bireylere, meslek sahibi olmanın yanında erdemli, düşünme yetisi gelişmiş, toplum yararına hareket eden insanlar olarak kendilerini yetiştirmeleri gerektiğinin belirtilmesi ve “ilim sahibi olma”nın öneminin vurgulanmasıdır. Eğitimin en önemli iki amacı kendi kendine yetebilen ve topluma faydalı insan yetiştirmek olmalıdır.
ECMEL TEKGÖÇEN
Üniversite Hazırlık Öğrencisi
Eğitimle ilgili yapılan değişimlerin kökü olmaması eğitimin önemli sorunlarındandır. Çünkü bildiğiniz gibi, “devamlılık” eğitim için çok önemli bir kriterdir. Bilginin ezberlenerek değil; özümsenerek öğrenilmesini hedefleyen bir program yani daha az müfredat fakat daha verimli ve nitelikli içerikler olması gerekir. Eğitimin en önemli kademelerinden biri olan üniversite eğitimi kesinlikle gerekli ancak ülkemizin ara elemana iş gücüne ihtiyacı var. Bu yönde iyi şeyler yapabilecek bireylerin üniversite yerine bu tür meslekî okullara yönlendirilmesi gerek, tabi öncelikle bu tür okulların da kalitesi artırılarak. Her bölümün kendine has gereklilikleri var. Yani mesleki anlamda akademik bilgiler teorik bilgiler elbette mühim. Fakat sadece bu yönde sınırlı kalmamalı. Birey olarak, vatandaş olarak bilinç kazandırılmalı ve öğrenci üniversite ortamında pasif kalmamalıdır. Kendi yeteneklerini geliştirebileceği, ilgi alanlarına uygun çalışmalar yapabileceği imkânların öğrenciye eğitim hayatı boyunca sunulması gerekir.
RUKİYE RAHMET DEMİREŞİK
İstanbul Şehir Üniversitesi
İslami İlimler Fakültesi
Eğitimin en önemli sorunlarından biri yüzeyselliktir. Eğitim sistemini daha aktif ve kişisel kabiliyetlerin gelişimi açısından teşvik edici bir şekilde yeniden dizayn etmek isterdim. Özellikle Türkiye gibi eğitim sistemi analitik düşünme kabiliyeti üzerinden ilerlemeyen ülkelerde, analitik düşünebilme ve farklılıklarla karşılaşılma açısından üniversite eğitimi çok faydalıdır ama ben yükseköğretimin her karakter ve ilgi alanı sahibi kişi için uygun olduğunu düşünmüyorum. Üniversite yüksek eğitimli hocalar ile birebir iletişim içerisinde olmak isteyen, öğrenme hevesi canlı ve yüksek kişiler için gereklidir. Aksi takdirde insan üniversitede edineceği bilgileri kitaplardan, takip ettiği hocalardan/eğitim programlarından ya da hayatın ta kendisinden de edinebilir.
Bence her şeyden önce eğitimin amacı; insanın kendini ve içinde bulunduğu dünyayı tanımasına, anlamaya gayret ve heves etmesine imkân sağlamak olmalıdır. Bireyin kendiyle barışık olması ve topluma doğru şekilde bakabilmesi, zaten onu topluma faydalı biri haline getirecektir.
Soruşturma: Esma Bozdoğan / Gül Ebrar Başar
Tohum Sayı 162 / Kış 2019