SÜMEYYE ERTEKİN
Hemen her gün yeni bir teknolojik gelişme ve sosyal ağlarla birbirimize bağlanıp bir o kadar da birbirimizden uzaklaştığımız günümüz dünyasında basiretli ve ferasetli olmak belki de her zamankinden daha önemli hâle geldi. Zira dijital dünyaya fazla dalarak kimi zaman kaybettiğimiz idrakimiz bizi basiret ve feraset yoksunluğuna sürükleyebilmekte. İnsanoğlunun kendini sürekli yenileyip geliştirmesinin adeta zorunlu hâle geldiği yeni dünya düzeninde öncelikle basiret sonrasında ferasetli olmayı ve ikisinin birbirini nasıl tamamladığını, bu konudaki eksikliklerimizi, eğitimle bu önemli kavramları içselleştirip içselleştiremeyeceğimizi akademisyenlere, gençlikle yakinen ilgilenen STK temsilcilerine sorduk.
Bugün zihin dünyamızda basiret ve firaset kavramları nasıl karşılık buluyor?
Prof. Dr. Emel Topcu, Hasan Kalyoncu Üniv. Öğr.Üy ; Basiret kavramı anlam olarak görmek, anlamak, kavramak, içyüzünü anlamak gibi manalara gelirken feraset ise, zekâ, kavrayış, anlayış, muhakeme, idrak, sezgi gibi anlamlara gelmektedir. Basiret kelimesi Kur’an-ı Kerim’de geçmesine rağmen feraset kelimesi geçmez. Ama Kur’an-ı Kerim’deki akletmek, hikmet sahibi olmak, derin kavrayışa sahip olmayı anlatan ayetlerin feraset ile ilgili olduğu yorumları yapılmıştır. Feraset kelimesi özellikle sezgi ile ilişkisinden dolayı tasavvuf ehli tarafından özel bir anlam atfedilerek kullanılmıştır. Özellikle geleneksel dönemde bu kavramların ifade ettiği anlamlar Doğu’da birçok farklı inanca sahip kültürlerde kabul görmüş ve insanların bu melekelere sahip olması için özen gösterilmiştir. Bu melekeleri kazandıracak eğitimler ilk olarak ailelerde, daha sonra da yerleşim yerindeki din erbabı tarafından dinleri ile ilgili bilgileri yaşayarak öğrenme bağlamında verilmiştir.
Salim Sarıyıldız, YediHilal Genel Başkanı; Kavramları kendi anlam dünyaları, anlam aileleri, kendi zamanları, ilişki içerisinde oldukları duygu ve düşünce durumlarıyla birlikte ele almak meselenin esasını teşkil etmektedir diye düşünüyorum. Çünkü kavramlar bir toplumun, bir medeniyetin asırlardır süregelen yaşanmışlıklarının taşıyıcı zemini. Durum bu olunca kavramları içinde bulunulan dünyanın şekillendirmeleriyle değil de asırlardır devinerek kazandıkları anlam haritalarıyla tevarüs etmek gerekiyor. Görebildiğim kadarıyla basiret ve firaset kavramları da modern çağda politik olanın hayatın her alanına yönelik müdahaleci tabiatından nasibini almış durumda. Sözgelimi artık politik bağlamlarda kıvrak hareketler basiret olarak nitelenme payesine erişiyor. Yine “Müslümanlar siyasi, ekonomik, teknik olarak geriledilerse bu, basiret ve ferasetten yoksunlukları sebebiyledir” gibi yargılar artık müsellem bir hale geldi. Öte yandan bu iki kavramın doğasındaki manevî karaktere vurgu yapmak istediğinizde yaftalanıyorsunuz.