EREN ÖZDEMİR
Covid-19 Pandemisi beklenmedik şekilde sadece bireysel değil toplumsal hayatı da derinden etkiledi. Dünya bu ölçekte bir salgına hazırlıksız yakalanmanın bedelini çok ciddi maddi ve manevi kayıplarla ödedi, ödemeye devam ediyor. Dünyada siyasi ve ekonomik gücü elinde bulunduran pek çok ülkenin bu zerre çapında virüs karşısında yaşadığı acziyet, sağlık sistemlerinin çöküşü salgının en görünen etkileri idi.
Hükümetleri sarsan, toplumları ve bireyleri yeni bir kaygı eşiğine taşıyan pandemi sürecinde imdadımıza yetişen dijital çözümler bir yanıyla insanlığı içine düştüğü açmazdan çıkarırken bir yandan da sürüklenmekte olduğumuz teknoloji çağına hazırlıyordu bizleri.
İnsanlar işlerini kaybetti, hemen her sektörde krizler baş gösterdi, sanayi ve üretim gerektirmeyen firmalar evden çalışma düzenine geçti. Büyük ölçekte firmalar personel sayısını azaltmak zorunda kaldı, küçük ölçekli işletmeler bu ekonomik yükü kaldıramadı. Okullar uzaktan eğitim modeline geçti, hizmet sektöründe çalışanların çoğu virüs taşıma endişesi yüzünden işsiz kaldı. Bir kesim virüs tehdidinden korunmak için evde kalmaya çağrılırken başka bir kesim evde kalanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere aynı çalışma düzenine, hatta daha yoğun bir mesaiye devam etti.
STK’LAR İNSANİ YARDIMA YOĞUNLAŞTI
Tüm bunlar olurken özellikle ‘insanî yardım’ alanında faaliyet gösteren STK’lar ilk elde işsiz kalan, bu süreçte maddi anlamda zorlanan kesimlere gıda yardımı yapmak üzere hızla harekete geçti. Valiliklerin oluşturduğu vefa ekiplerine başka Kızılay olmak üzere pek çok STK gönüllü destek verdi. Hemen her şehirde özellikle evden çıkması yasak olan 65 yaş üzeri vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak üzere Vefa ekipleri kuruldu ve gönüllüler seferber oldu.
Yardımlaşma ve dayanışma konusunda köklü bir vakıf geleneğine sahip olan ülkemizde hızlıca devreye giren bu seferberlik hareketinde farklı kulvarlardaki sivil toplum kuruluşları da kendi etki alanlarında yapabilecekleri katkıları fazlasıyla ortaya koydular.